‘TERÖR”ÜN ŞİFRESİ

Hiçbir şey göründüğü gibi olmayabilir. Gazetede okuduğunuz bir haber, ünlü birinin röportajındaki sözleri, televizyonda izlediğiniz bir müzik klibi veya okuduğunuz edebî metin… Terör örgütleri ve gizli servisler, şifreyi bile şifreledi. Efsanevi roman ‘Da Vinci’nin Şifresi’nde yazar, şifre olduğu bilinen anlamsız şekil ve rakamları çözmeye çalışıyordu. Bugün çözmek için önce şifreyi bulmak gerekiyor. 05-02-2012 ZAMAN

Her şey Kapalıçarşı’da bir çocuk giyim mağazasında çalışan Metin İnce’ye gelen “aşkım Bilim Teknik getir” mesajıyla başladı. Polisin şüphelendiği ve uzun süredir takip ettiği İnce’nin cep telefonuna bu mesajı atan, bir erkekti. Üç gün sonra gelen anlamsız harf ve rakamlardan oluşan ikinci mesaj, şüpheleri iyice artırdı. Casus filmlerini aratmayacak ve yedi saat süren şifre çözme operasyonu sonucunda Olimpiyat Stadı’nın yanındaki ağaçlı arazide 7 kilo plastik patlayıcı bulundu. Teröristler, Bilim ve Teknik dergisinin ocak sayısının 26. sayfasında yayımlanan Van depremiyle ilgili yazıyı haberleşmek için kullanmışlardı. Mesajdaki rakamlar sayfaları, harfler de paragrafları işaret ediyordu. Ve tüm bu şifreler bir krokiyi gösteriyordu. İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın “Dehşetli bir patlayıcı, şimdiye kadarkilerin hepsinden önemli.” dediği patlayıcıları bulmayı sağlayan şifre operasyonu, Emniyet için ilk değil. Daha önce de çok sayıda benzer vakayı çözdüler. Hatta terör örgütlerinin eylemlerinin yüzde 80’i şifresi çözüldüğü için engelleniyor.

Şifre kırılınca Kafes Eylem Planı ortaya çıktı

Kafes Eylem Planı, CD’lere kaydedilen sıradan yazı dosyaları ve fotoğrafların içine saklanmıştı mesela. Polis, fotoğrafın içindeki bilgileri, fotoğrafın olması gerekenden daha fazla yer kaplamasından şüphelenince buldu. Hatta meşhur 51 No’lu DVD’deki üst düzey asker ve yargı mensuplarına ait uygunsuz görüntüler, başka görüntülerin içine gizlemişti. Bu yönteme steganografi deniyor.

Veli Küçük: Okuyucu sana söylüyorum, hapisteki sen anla

Steganografi, bilgiyi başka bir veri içine gömmek demek. Muhatabı dışında hiç kimse, gördüğü şeyin içinde önemli bir bilgi olduğunu fark etmez. İnternetten kolayca indirilen bir program sayesinde yapılabiliyor. Kriptolojide (şifreleme) ise herkes gizli mesajın varlığından haberdar oluyor.

Yakın zamanlarda Ergenekon iddianamesine yansıyan ve hatta Muzaffer Tekin’in savunmasında dile getirdiği bir detay, gazetelerde yayımlanan röportajların bir steganografi olabileceğini düşündürüyor. Tekin, savunmasında, Alparslan Arslan’ın bombaları Süleyman Esen’den aldığına ilişkin ifadesinin, Saygı Öztürk’ün Danıştay saldırısından 6 gün sonra Veli Küçük ile yaptığı röportaj sonucu değiştirmediğini iddia ediyor. Anlaşılan o ki, sadece haberler ve köşe yazıları değil, röportajlarda sorulan sorular da, cevapları da muhatabı için şifreli mesaj olabiliyor.

Sıradaki parça, eyleme geçmesi için teröristlere gelsin!

Mesela Roj TV’de yayınlanan bazı kliplerin dağdaki veya şehirdeki teröristlere ‘eyleme geçin’ veya ‘eylem hazırlığına başlayın’ mesajı içerdiği bilinen bir gerçek. Bu sebeple Roj TV’nin yayınlarını güvenlik güçlerinin şifre uzmanları da yakından takip ediyor. 2010’da Taksim’deki bombalı eylemi yapan Vedat Acar, eylem emrini Roj TV’de yayınlanan bir türküyle aldı. Avusturya’dan bombayla gelen Acar, Şirinevler’de bir ev kiraladı. Televizyon aldı, uydu bağlattı, Roj TV’yi ayarlattı. Hiç telefon kullanmadı, dolayısıyla teknik takibe takılmadı. Hatta ailesiyle de görüşmedi. Okuma yazması olmayan canlı bomba, Roj TV’de yayınlanan “Diyarbakır evimiz” şarkısını duyunca eylemi gerçekleştirdi. Dağ kadrosu da çoğunlukla haberleri Mezopotamya Radyo’dan alıyor. Radyodan “şuradan, şu, şu kişi için şu parçayı istiyor” şeklinde yapılan anons, eylem talimatı olarak veriliyor.

***

Savunmasına, şifreyle “işkence altındayım” yazdı

Steganografinin en çok bilinen yöntemi akrostiştir. Edebiyatta da kullanılır. Bir cümlenin içindeki kelimelerin ilk harflerini yan yana koyarak gizli bir mesaj oluşturabilirsiniz. 12 Mart döneminde Ziverbey Köşkü’nde sorgulanan İlhan Selçuk, ifadesinin içine akrostiş yöntemiyle işkence gördüğünü şifrelemişti. Yazdığı her cümlenin sondan ikinci kelimesinin baş harfi yukarıdan aşağıya doğru sıralandığında “işkence altındayım” cümlesi çıkıyordu.

Oyuncak bebek siparişi diye savaş sırlarını verdi

II. Dünya Savaşı sırasında casuslar aşk mektubu veya sıradan bir telgrafa önemli bilgiler gizlediler. Ajanlar, 25 kelimelik bir metnin her kelimesinin ikinci harfini alıp yan yana dizince saldırı yapılacak yerin adını ve zamanını öğrendi. Mesela Velvalee Malvena Dickinson, Japonya’ya Amerikan savaş gemilerine dair bilgileri oyuncak bebekler sayesinde sızdırıyordu. New York’ta oyuncak dükkânı olan Dickinson, güya Güney Amerika’daki müşterileriyle oyuncak sipariş hakkında mektuplaşır. Savaş sansür ekibinin dikkatini çeken bu mektuplar FBI’a gösterilir. “Hasta bebek-eski İngilizce bebek” gibi ifadeler ve karalanmış harfler, ajanların dikkatini çeker. Mektuplardaki şifreler çözülür. Dickinson’un Japon dernekleriyle irtibatları ortaya çıkarılır. Bu deliller üzerine Dickinson tutuklanır, yargılanır. Casusluk tarihinde “bebek kadın” olarak nam salan Dickinson da steganografi ile Japonlara bilgi gönderiyordu.

Öcalan’ın talimatları e-mail taslağında

Abdullah Öcalan’ın talimatları avukatları tarafından, örgüt yöneticilerine ilginç bir usulle ulaştırılıyor. Bir e-mail adresi açılıyor, mesaj taslaklara kaydediliyor. E-mailin şifresi, ilgili 5–10 kişiye veriliyor. Mail gönderilmediği için dolaşıma girmiyor, dolayısıyla teknik takibe takılmıyor. Talimatları herkes okuduktan sonra taslak siliniyor. Ama Türk polisi, bu gönderilmeyen mesajı bile buluyor.

İnternette en çok tıklanan şifre

Yöntem deşifre oldukça değişiyor, bir de teknoloji yenilendikçe. İnternetin olmadığı zamanlarda gazetelerdeki haberler, köşe yazıları ve kayıp veya iş ilanlarıyla mesaj verilirdi. Şimdi ise internette en çok tıklanan haberler üzerinden. Aksiyon Dergisi yazarı Haşim Söylemez, “Terör uzmanlarının da pek ilgisini çekmeyen bir yöntem bu. İnternette en çok tıklanan habere göre harekete geçmeleri söyleniyor. Bu haberde geçen kripto, önceden eyleme geçecek olan kişiye öğretiliyor. Mesela ters lale, Hakkâri ve Tunceli bölgesinde yapılması talimatıdır. Gelincik ve lale de ona göre bir eylem işaretidir. Tabii bu eylemler daha çok bu bitkilerin zamanına göre seçilir.” diyor.

Kitaplar üzerinden verilen mesajlar

Söylemez, Öcalan’ın yukarıda bahsi geçen yöntem dışındaki yöntemlerini de anlatıyor; “Uludere’deki arkadaşlara, Şırnaklı kadınlara, Karslı arkadaşlarımıza buradan selam gönderiyorum.” diyorsa, adı geçen yerlerde bir hareketlilik olacak demektir. Burada söylenen şehirlerin isimleri mesela Kars kelimesinin her harfinin alfabedeki sıralamasına göre rakamlar toplanır, buna göre eylemin ne zaman ve nerede olduğu tespit edilir.

“Benim verdiğim mücadeleyi iyi anlasınlar, yazdığım falanca kitabı okusunlar.” diyerek de mesaj verir. Avukat görüşme notlarına yansımayan mesajları var. Söylemez’e göre 60’tan fazla talimatı vardır ki avukat görüşme notlarında yok ama genel görüşmede var. Bazı kitap isimleri söyler, ne okuduğunu anlatır. Bunlar, hep birer mesaj olarak algılanıyor.”

 

 

Bu yazı 2012, HABERLERİM kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.