AMAN DOKTOR BUNU BİZE YAPMA DOKTOR!

 

Kanserle ilgili yeni bir tedavi yönetimini ya da kolay yoldan zayıflamanın püf noktalarını anlatan bir hekime kim kulak vermez ki? İşte bunun farkına varan televizyon kanallarının yeni yıldızları doktorlar. Hem reyting alıyorlar hem de doktordan ekrana çıkma parası. Doktorlar ya da çalıştıkları hastaneler ekrana çıkmak için yapımcılara binlerce dolar ödeme yapıyor. 28-11-2010 ZAMAN

Televizyonların gündüz kuşağında en çok sağlık programları izleniyor. TV’lerin halkı bilinçlendiren sağlık ve kadın programlarına yer vermesi tabii ki çok sevindirci ancak işin başka boyutu var: “Bu programlara çıkan doktor ve avukatların çoğu, TV kanallarına para veriyor. Doktor ve avukatlar bu programlar vesilesiyle reklamını yapıyor.” İddianın sahibi yakın zamana kadar TV’de bu tür programlar yapan bir yapımcı. İddia vahim! Ona göre ekranlarda gördüğünüz hekimlerin birçoğunun, o programa katılmak için bin dolar vermesi gerekiyor. Aylık olarak anlaşanlar da var. Bunun bedeli ise 10 bin dolar. Sadece doktor ve avukatlar değil, hastaneler de kanallarla para karşılığında anlaşma yapıyor. Bu anlaşma gereği hekim, halkı sağlık konusunda bilinçlendirirken ekrandan da hastanenin telefon numarası veriliyor.

Hekimler arasında ve medyada, bu işlerin para ile yapıldığı biliniyor. Ancak bugüne kadar bu konu gün yüzüne çıkmadı. Çünkü ‘alan memnun, veren memnun’ durumu var. Bu noktada hekimlerin para karşılığında ekrana çıkmasının etik olup olmadığı sorusuna dayanıyor. Bu yüzden de aradığımız herkes önce şaşırıyor; sonra da “Evet, bu bilinen bir gerçek ama…” diye söze devam ediyor. Kanal D’nin sağlık programı Doktorum’un yapımcısı Seyhan Soygür Güzelmeriç, kendilerine de birçok kurumdan ve hekimden para teklif edildiğini söylüyor. Güzelmeriç, “Bazı firmalar bize böyle tekliflerde bulunuyor; doktorumuzu çıkarırsanız şu kadar bütçe ayırabiliriz size gibi. Bu tarz yerlerden asla doktor talep etmiyoruz. Diğer programlara hekimlerin para verip çıktığını duyuyoruz.” diyor. Güzelmeriç, bunu etik bulmuyor. Ona göre özellikle sağlık programında para karşılığı konuk alınmamalı ve sağlığa kesinlikle ticari olarak yaklaşılmamalı.

Yapımcılar bu davranışın yanlış olduğunu ama tartışmaların tarafı olmadıklarını söylüyor. “Tartışmalara girmek istemiyoruz.” diyorlar. Birçok kanala sağlık programı yapan Senkron TV yapımcılık şirketinden Savaş Kalafat, “Bizim dışımızda, bazı programlarda ürün sahiplerinin sponsorlukları söz konusu olabilir. Bu konunun etik yönünü incelemek bana düşmez. Çünkü ben yayıncıyım.” diyor. Kalafat, yapımcılığını üstlendiği Herkes İçin Sağlık (HİS) programı için kimseden bir şey talep etmedikleri gibi bir şey de vermediklerini söylüyor. Toplumun bilinçlenmesi gibi kutsal bir amaca hizmet ettiklerini düşünüyor.

Doktorlar tüccar mantığıyla hareket edemez

Türk Tabipleri Birliği Başkanı Eriş Bilaloğlu hekimlerin tüccar mantığıyla hareket etmelerini doğru bulmadığını söylüyor. Bilaloğlu, “Konuyla ilgili mevzuatı oluşturan Türk Tabipleri Birliği Kanunu, Tüketiciyi Koruma Hakkında Kanun, Tıbbi Deontoloji Tüzüğü, TTB Disiplin İşlemleri Yönetmeliği ve Ticari Reklam ve İlanlara İlişkin İlkeler ve Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik birlikte değerlendirildiğinde böylesi bir faaliyetin uygun olmadığı açıkça anlaşılır. Hekimlik uygulamalarına ticari bir veçhe verilemeyeceği, örtülü reklamın yasak olması tartışılmaz biçimde ifade edilmektedir.” diyor. Bilaloğlu’na göre yeni mevzuat, hekimleri reklam yapmaya yönlendiriyor. Yeni mevzuatın önünü açtığı hekimlerin bundan sonra tüccar mantığıyla hareket etmesinden endişe ediyor.

Sağlık Bakanlığı yetkilileri ise kamu kurumlarında çalışan hekimlerin bakanlığın izni dâhilinde televizyon programlarına katılabildiğini söylüyor. Dolayısıyla para karşılığı ekrana çıkmaları söz konusu değil. Özel sektörde ve üniversite hastanelerinde çalışan hekimlere ise Sağlık Bakanlığı’nın bir müdahalesi olmuyor. Zaten Sağlık Bakanlığı’na göre bu konu meslek etiğiyle ilgili.

Gazetelerde doktora teşekkür ilanları kanun dışı

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, RTÜK ve Sağlık Bakanlığı’nın denetim yapması ve uygun gördüğü yerde cezalandırması gerektiğini düşünüyor. Özellikle tıpla alakası olmayan alternatif tıp uzmanı olarak ekranlarda ve gazetelerde boy gösterenlerin kesinlikle engellenmesi gerektiğini söylüyor. Küçükusta, “Tıpta reklam ister ilaç, ister tedavi yöntemi için, ister doktor için, ister hastane için olsun kesinlikle yasak olması gereken bir şey.” diyor. Fakat bu yasak çok çeşitli şekillerde deliniyor. Hekimlerin televizyonda insanları bilinçlendiriyorum diye kendisinin veya çalıştığı hastanenin örtülü reklamını yapması dışında farklı yöntemler de var, Küçükusta, “Mesela doktor tabelalarının boyutları kanunla sınırlıdır ve tabelada renk veya ışıklandırma olmaması gerekir. Gazetelerde çıkan doktor teşekkür ilanları kanuni değildir. Hastaneler de hiçbir şekilde reklam veya tanıtım yapamazlar.” diye ekliyor.

Hastane ve doktorlardan bize de para teklif edenler oluyor

Kanal D’nin Doktorum programının yapımcısı Seyhan Soygür Güzelmeriç: En hassas olduğumuz noktalardan biri bu. Kesinlikle programa çıkan doktorlardan ücret kabul etmiyoruz. Bazı firmalar bize de böyle tekliflerde bulunuyor; ‘doktorumuzu çıkarırsanız size şu kadar bütçe ayırabiliriz’ gibi. Bu tarz yerlerden asla doktor talep etmiyoruz. Diğer programlara hekimlerin para verip çıktığını duyuyoruz. Hiç etik bulmuyorum bunu. Sağlığa ticari olarak bakılmamalı. Zaten izleyici fark ediyordur, hangisinin reklam amaçlı hangisinin gerçekten bilgi vermek amaçlı olduğunu.

Biz para almıyoruz ama alanlar olduğunu biliyorum

Sağlık Programı Yapımcısı Savaş Kalafat:Herkes İçin Sağlık (HİS) programında biz, hiç kimseden ne bir şey talep ediyoruz ne de veriyoruz. Bugüne kadar 350 doktoru ve uzmanı, üstelik de en az 3 kez değişik zamanlarda konuk ederek, toplumu bilgilendirmek adına bilgilerinden ve deneyimlerinden faydalandık. Bizim dışımızda, bazı programlarda ürün sahiplerinin sponsorlukları söz konusu olabilir. Konunun etik yönünü incelemek bana düşmez. Ben yayıncıyım. Ve HİS programı ile çok temiz bir yayıncılık yaptığımıza inanıyorum.

Reytinglerini artırıyoruz diye televizyonlar bize para versin

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta: Ben yüzlerce kere ekranlara çıkmış olduğum gibi birçok daveti de zamanım olmadığı için veya program prensiplerime uymadığı için reddettim. Bu tür programlardan para almadığım gibi aksine bana para ödenmesi gerektiği kanaatindeyim; çünkü kanal bedavaya ekranını dolduruyor, seyirci topluyor, reklam alıyor, para kazanıyor.

 

Bu yazı 2010, dosya haber, HABERLERİM, popüler kültür kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.