RESİMLERİNE NE KADAR BENZİYORLAR?

Geçtiğimiz hafta Fatih Sultan Mehmet’in eşi Sitti Hatun’un resmi ortaya çıkınca tarihî şahsiyetlerin bilinen resimleri onlara mı ait sorusu akıllara geldi. Örneğin Mevlânâ resmi ne kadar ona benziyor? Ya da Yavuz Sultan Selim denince aklımıza gelen resim gerçekten o mu? Tarihçilere sorduk, minyatürleri inceledik. Çoğu resmin, gazete ekleri ve ansiklopediler için 1950’lerden sonra çizilmiş olduğunu öğrendik. 15-07-2012 ZAMAN

 

 

 

 

“Hindistan’dan at üstünde Anadolu’ya gelen Mevlânâ böyle göbekli, kilolu biri olamaz.” diyen ressam Serhat Rızaev, Mevlânâ başta olmak üzere tarihî şahsiyetlerin portrelerini yapacak. Doç. Dr. Salim Aydüz ile birlikte başladıkları, Selçuklu ve Osmanlı’da bilime hizmet eden bilim adamları portre çalışması için yapacağı resimlerin bilgi ve belge toplama aşamasındalar. Rızaev’in Mevlânâ için bu açıklamayı yapmasından kısa bir süre sonra yani geçen hafta Zaman’da Fatih Sultan Mehmet’in eşi Sitti Hatun’a ait olduğu söylenen bir resim yayınlandı. İnternet medyasının yoğun ilgi gösterdiği ve bir Rum tarafından çizilen resim, TRT için Fatih belgeseli hazırlanırken ortaya çıkarılmış. Ama tarihçi Erhan Afyoncu, Venedik Marciana Kütüphanesi’ndeki Yunan antolojisi içinde yer alan resmin ilk kez ortaya çıkmadığını söyledi. Resmin varlığı en az 60 yıldır biliniyormuş.

Osman Gazi aşiret beyi olarak değil, devlet lideri olarak çizilmiş

Fakat bu haberler bir soruyu akla getirdi; “Tarihî şahsiyetlerin dolaşımda olan resimleri onları ne kadar gerçekçi yansıtıyor?” O resimleri kim ne zaman yaptı? Çoğu resmin, 1950’lerde gazeteler için ve ansiklopediler için o dönemin ressam ve karikatüristleri tarafından yapıldığını biliyor musunuz? Padişah portrelerinin çoğu ise 16. yy’dan sonra çizilmiş. Afyoncu, “Zaten çizimler o dönemin mantığıyla yapılmış. Osman Gazi’yi aşiret beyi değil de devlet yöneticisi olarak resmetmişler.” diyor. Bugün padişah portresi olarak gördüğümüz çoğu resim, dönemin Avrupa’sındaki ressamların çizdiği hayalî resimlerden veya sikkelerin üzerindeki padişah portrelerinden esinlenerek çizilmiş.

Padişahlar arasında ilk resmini yaptıran Fatih Sultan Mehmet olmuş. Fatih Sultan Mehmet’in poz verdiği Bellini’nin çizimi Londra’da National Art Galery’de sergileniyor. Boğaziçi Üniversitesi Tarih bölümü hocası Yrd. Doç. Dr. Yavuz Selim Karakışla, Fatih Sultan Mehmet’ten sonra Tanzimat’a kadar Osmanlı sultanlarının resimden uzak durduklarını, Batılılaşma etkisiyle suretlerinin yapılmasına hoşgörüyle yaklaşıldığını söylüyor. Bu etki sayesinde Avrupalı ressam Zonaro, II. Abdülhamid’in yağlıboya portresini yaptı. Fotoğrafa ilgi duyan II. Abdülhamid sayesinde ilk kez bir padişahın eşleri ve çocuklarının da fotoğrafları çekilmiş oldu. Fakat çoğu padişahın minyatürleri var. Padişahlardan çok sonra da çizilmiş olan minyatürler var, döneminde çizilmiş olanlar da.

Erhan Afyoncu, geçmişe dair resimlerin olmamasını şanssızlık olarak görüyor. Diyor ki; “Şanssızlığımız şu, Avrupa’da her şeyin resmini yapmışlar. Hükümdarların, eşlerin, tarihî anlaşmaların, halkın… Bizde daha sınırlı. Minyatür sanatçılarının yaptıklarında süreklilik yok. Belli dönemlerde, mesela Lale Devri’nde var. O dönemin tarihî şahsiyetleri çizilmiş. Şairlerin, alimlerin ve bazı devlet adamlarının minyatürleri var. Ama bunların birçoğu da kendi dönemlerinde çizilmemiş, sonradan çizilmiş.” Yani ne kadar gerçekçi oldukları tartışılır.

Afyoncu, şair Baki’nin minyatürlerinin gerçekçi olabileceğini düşünüyor. Şeyh Edebali’nin de minyatürü olduğunu söyleyen Afyoncu, Mimar Sinan’ın minyatürünün yeni keşfedildiğini aktarıyor. Selçuk Mülayim’in keşfettiği minyatürde Kanuni’nin mezarının hazırlanması sahnesinde Mimar Sinan kenarda duruyordur.

Yunus Emre, Alparslan, Dede Korkut gibi tarihî şahsiyetlerin resimlerinin ansiklopediler ve gazete ekleri için hazırlanmış temsili resimler olduğuna dikkat çeken Afyoncu, “Çizerinin hayali. Gerçeği yansıtmıyorlar.” diyor.

 

Yavuz Selim mi Şah İsmail mi?

Yrd. Doç. Dr. Yavuz Selim Karakışla, Yavuz Sultan Selim’in portresi olarak bilinen ünlü inci küpeli resmin, aslında Şah İsmail 1514’te Çaldıran’da yenildikten sonra ele geçirilmiş olan ganimetler arasından çıkmış bir Şah İsmail portresi olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu söylüyor.

Sadece Mevlânâ değil, herkes kilolu çizilmiş

Tarihçiler, Hz. Ali’nin resminin çok sonraki dönemlere ait olduğunu söylüyor. Yavuz Selim Karakışla, Mevlânâ ve Hz. Ali resimleri için şunları anlatıyor: “Şiilik bazı yasakları başından beri uygulamadığı için, Hz. Ali çizimlerinin çok eskilere dayandığını söylemek mümkün olabilir. Dünyanın neresine giderseniz gidin, Hz. Ali tasvirleri hep birbirine benzer, tolgalı, sorguçlu, kalın bıyıklı, Zülfikâr’lı Hz. Ali resimleri Anadolu’da, İran’da, Suriye’de, hatta Mısır’da hep birbirine benzerler. Mevlânâ çizimlerinin de sonradan icat edilmiş olduğu söylenir, ancak Anadolu Aleviliği’nde suret tasviri hep vardı, Mevlânâ’nın da bu gelenekten çok etkilenmiş ve beslenmiş olduğu aşikârdır.” Fakat ilginçtir 16. yüzyıl minyatürlerinde Mevlânâ, hep kilolu olarak resmedilmiş. Ama dikkat çeken, bu minyatürlerde yer alan figürlerin hepsinin kilolu olması. Akademisyenler, bunu, minyatür sanatçısının ve bağlı olduğu ekolün estetik anlayışına bağlıyor.

 

Tarihî kişilere ait resimlerin çoğu uydurma

Yrd. Doç. Dr. Yavuz Selim Karakışla: Tarihî kişiliklerin resimlerinin çoğunun tarihçilerin deyimiyle “geleneğin icadı” yani sonradan uydurulmuş figürler olduğu düşünülmekte. Cumhuriyet’in ilk yıllarında ressam Münif Fehim, Salih Erimez gibi çizerler çok sayıda tarihî resme imza attılar. 1960’lı yıllarda tek başına ünlü İstanbul Ansiklopedisi’ni çıkaran Reşat Ekrem Koçu, ansiklopedi maddelerini resimlendirebilmek için Saliha Bozcalı isminde bir ressam ile çalışmıştı. Bu resimler hazırlanırken, Batılı gravür sanatçılarının yapmış oldukları hayâli tasarımlardan da çok etkilenilmiş. Üzülerek söylemek gerekirse bugün ilk Osmanlı sultanlarına ait olduğu söylenerek ortada dolaşan resimlerin çoğu uydurma, kökenleri 1900 yılından geriye pek götürülemez. Ünlü kartpostal yayıncısı Max Früchterman’ın yayınlayacağı Osmanlı Padişahları Serisi için çizdirmiş olduğu hayâli resimler, bugün Sultan Osman, Sultan Orhan olarak piyasada dolanıyor. 1950’li yıllardan itibaren yayımlanmış olan Resimli Tarih Mecmuası, Tarih Hazinesi, hatta Hayat Tarih Dergisi’nin sayfalarında bu tip hayal mahsulü çizimlere sıkça rastlamak mümkün.

Bu yazı 2012, dosya haber, gezi-tarih-kültür, HABERLERİM, popüler kültür kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.