BİZ KUZEY IRAK DİYELİM SİZ KÜRDİSTAN ANLAYIN

 

kurdistan

Irak’ın kuzeyinde Türk şirketlerinin inşa ettiği, Türk dizilerinin ve şarkıcılarının kültürünü etkilediği, Türk mallarının hayatını süslediği yeni bir devlet kuruluyor. Biz devekuşu misali, kafamızı Kuzey Irak kumuna gömsek de tüm dünya bölgeye Irak Kürdistan’ı diyor. Gazeteci Simla Yerlikaya, Erbil’de yaşıyor ve bu süreci gözlemliyor. TİMAŞ’tan çıkan Yeni Komşumuz Kürdistan kitabında gördüklerini ve önyargılarının yıkılışını anlatıyor. ZAMAN / 27- OCAK-2013

Simla Yerlikaya, TRT Türk’ün Erbil temsilcisi. Uzun yıllar dış politika muhabirliği yaptıktan sonra kendisi için farklı ve cesaret isteyen bir kararla bir buçuk yıl önce Erbil’e gitmiş. Halbuki, yakın bir zaman önce yakalandığı böbrek hastalığını nakille atlatan Yerlikaya için hastalıktan sonra gitmek istenilecek yerler arasında değildir Erbil. Doktorunun da, nakil olmanın amacı budur, normal hayata geri dönmek, diyerek verdiği destekle gider. “Yeni Komşumuz Kürdistan” ile tanışır. Yeni bir ülkenin adım adım kuruluşuna tanıklık eder. Yerlikaya tanıklığını anlatmak ve her iki toplumun birbirine dair önyargılarını kırmak için bir kitap yazdı.

“Yeni komşumuz” ve “Kürdistan” ifadelerini kullanmak büyük cesaret…

Oraya gidip gelen gazeteciler, o bölgeyi bilenler kullanmaya başladı artık. Asıl buraya gelince bunu bilmiyormuş gibi yapmak veya saklamak uygun değil gibi geliyor. Ama başlığa taşımak konusunda yayınevinin desteği oldu. Onların kenarından dolaşmak yerine açık bir şekilde kapağından söylemek fikri hoşuma gitti.

Kitabı yazma amacınız için ezber bozma niyetinde olduğunuzu söylüyorsunuz. Aslında bozulan ilk sizin ezberleriniz…

Aynen öyle, kitap biraz da onun hikâyesi. Çünkü benim için de orası sanki PKK’dan ibaretmiş algısı vardı. Gidince bambaşka bir manzara görüyorsunuz. O yüzden de evet benim çok yakınımızda olan bir yeri tanıma maceram. Bölgede özellikle Türkiye’nin soft power’ının (yumuşak güç) etkisi inanılmaz şekilde görebiliyorsunuz. Dağ başında bir kontrol noktasına gidin. Oradaki peşmerge; “dizilerden görüyoruz, çok seviyoruz, biz de İstanbul’u görmek istiyoruz” falan diyor. Ya da kendi dizileri izleye izleye kendi kendine Türkçe öğrenenler var. Bu kültürel etkiyi görmek insanın hoşuna da gidiyor. Sınırın öteki yanı terör demek değil.

Anlattıklarınıza bakılırsa Irak Kürdistan’ının hızla Amerikanlaşmasını Türk şirketleri sağlıyor…

Evet. Erbil, Amerikan şehirlerine benzeyerek gelişiyor ve bunda da Türk inşaat firmaları çok büyük rol oynuyor. Avrupa’ya uçuşlar bile Türkiye aktarmalı. Dolayısıyla evet o Batılılaşma tahayyülünün içerisinde Türkiye bir rol oynuyor.

Kürt sorununu çözmede Türkiye’nin bölgedeki bu etkisi kullanılabilir mi?

PKK sorununun kökleri orda değil, burada. Dolayısıyla orayla kurulan ilişkiler buradaki her şeyi düzeltecek fikrine pek katılmam. Kandil tarafı ile Erbil tarafını en azından ayırmak gerekiyor. Kandil’e Kürt yönetiminin de pek hükmü geçmiyor.

Kürt bölgesi özellikle mi korunuyor ve Erbil’in Irak’ın diğer bölgelerinden daha güvenli olmasının sebebi ne?

Kürt yönetiminin istihbaratı çok iyi çalışıyor. Irak, federal devlet ama kontrol noktaları sınırları belirliyor. Mesela Erbil plakalı bir arabayla Kerkük’e rahat geçersiniz. Ama Arap plakalı bir araçla giderseniz “Niye geliyorsun?” derler. Yatırımcıları kaçırmamak için bayağı sağlam çalışıyorlar.

Sizce Kürt yönetimi niye bağımsızlığını ilan etmiyor? Niye ayrılmıyor?

Onun bence birkaç sebebi var. Birincisi ekonomik açıdan. Petrolü yeni çıkarmaya başladılar. Bu petrolü Batı’ya transfer de edebilirlerse ekonomik açıdan çok daha rahatlarlar ve bu bağımsızlık için önemli bir mihenk taşı olur. İkincisi de tartışmalı bölgeler var. Kerkük bizim için nasıl Türkmeneli’nin kalbi ise Kürtler için Kürdistan’ın kalbi. Şu anda Irak tarafında görülen böyle tartışmalı birçok bölge var. Ama şu an için Kürt tarafı savaş istemez.

Simla Yerlikaya

Gazeteciler sanki işin şov ayağında

Kitapta trajik bir olayı anlatıyorsunuz; 24 şehitten sonra Türkiye Kandil’i bombalıyor. Ve Türkiye’den gazeteciler gelişmeleri aktarmak için Kuzey Irak’a geliyor, savaş muhabiri kıyafetleriyle…

Evet sınırın o tarafına safari yeleği giyip gelmek gibi bir bakış açısı var. Ama insanlar tüm gelişmeleri televizyondan izliyorlar.  Orada bir çatışma oluyor ve askerler, insanlar ölüyor, o çatışmaların yaktığı ocaklar var… ve biz bunun sanki şov ayağını yapıyormuşuz gibi geliyor. Sorunun özü o ölümleri engellemek ve biz yaptığımız haberlerle ne kadar bunu sağlayabiliyoruz. Bu bir gazetenin iyi mi yapıyoruz kötü mü diye kendini sorgulamasıdır. Ve çoğu gazeteci bir yandan da bunları düşünüyor.

Mesut Barzani, Türkiye Kürtlerini istemez

Olası bağımsızlık Türkiye’deki Kürt sorununu nasıl etkiler?

Konuştuğumuz şey şuysa orası bağımsızlık ilan ederse buradakiler de bağımsızlık ilan eder ve orayla birleşmek ister mi? Ona pek ihtimal vermiyorum. Konuşulan dil bağlamında farklılıklar var bir kere. İkincisi güç dengeleri. Geçenlerde bir analist söylüyordu, Mesut Barzani kuzeyle birleşip kontrolün kendisinden çıkmasını tercih etmeyebilir. Çünkü bu durumda güneydeki Kürtler azınlıkta kalacak. Türkiye’de daha büyük bir Kürt topluluk var. Ve gücün ağırlığı bu tarafa doğru kayabilir. Ayrıca buradaki Kürtler de orayla mı birleşmek ister yoksa daha müreffeh bir Türkiye’de mi olmak ister?

Bu yazı 2013, GÜLİZAR BAKİ, HABERLERİM, röportajlar kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.