PLAKETLERİ ATSAK MI SAKLASAK MI?

 

Kim, hangi sebeple düğününe geldiği için bir belediye başkanına plaket verir? Oysa Türkiye’de bunu yapanlar var. Sanki nezaket kurallarının ana maddesiymiş gibi dernekler, kamu kurumları ya da şirketler, yaptıkları programlara yetkili veya meşhur birileri katılıyorsa onlara mutlaka plaket veriyor. 25-05-2009 ZAMAN

Bu plaket verme törenlerinin en eğlenceli yanı da fotoğraf çekilme anı: “Plaketi veriyoruuuum, alıyoruuum ve objektife bakıyoruuuz”. Eğer çalıştığı şirket tarafından ‘yılın veya ayın en iyisi’ seçilip, üstün başarıları ve katkıları dolayısıyla ayda yılda bir kez plaket alıyorsa, kişinin sevinmesi ve bundan onur duyması normal. Fakat ünlü bir aktör, belediye başkanı veya bakansanız plaket almak sizin için çile haline gelebilir. İstanbul’un Pendik ilçesinin eski belediye başkanı Erol Kaya için olduğu gibi. Kaya, makamından ayrılırken bir kamyon plaket taşımış evinin çatı katına. Dile kolay, 15 yıl boyunca sürekli plaket almış. Bu kadar plaketi ne yapacağını bilemiyor. Atsan atılmaz, satsan satılmaz! Saklasan sanatçı Kenan Işık gibi paslanmış bir dolu plaketle aynı evde yaşamak zorunda kalabilirsin. Nitekim Işık, verenlere saygısından ötürü bu plaketleri atmaya kıyamayanlardan; akıbetleri konusunda ise bir öngörüde bulunamıyor. “Çünkü benden başka kimse için bir önemi yok. Çocuklarım için bir değeri yok. Fakat atamıyorum. Hatıradan çok birileri değer verip size verdiyse kıyamıyorsunuz. Ama şu var ki; insanlar zırt pırt, layık olana olmayana plaket veriyor. En son bir programa izleyici olarak gittim. Kimseye bir faydam olmadı. Sadece izledim. Hatta illa verilmesi gerekiyorsa benim onlara plaket vermem lazımdı. Birdenbire ismimi okudular ve plaket verdiler. Bu kadarını fazla buluyorum. İlla bir şey verilmesi gerekiyorsa çiçek veya kitap verilsin. Dernekse, üniversite ya da kurumsa üstüne imzasını atsın.” diyen Kenan Işık, milletin bir an önce plaket furyasından kurtulmasını istiyor. Onun bu isteğini bakanlığı süresince gittiği her programda Hüseyin Çelik dile getiriyordu. Çelik, “Bu kriz ortamında işleri hiç bozulmayanların başında plaket yapanlar geliyor.” diyor. Bakanlığı döneminde plaket vermeyi kaldırdığını, yerine fidan dikilmesini önerdiğini dile getiren Hüseyin Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir konferans salonu dolusu plaketi olduğunu söylüyor.

Üç dönemdir Zeytinburnu Belediyesi’nin başkanlığını yapan Murat Aydın, aldığı plaketlerin sayısını bilmiyor. Ama aldığından daha çok plaket verdiğinden emin. Vatandaşlara ya da çalışanlara yaptığı katkılardan dolayı plaket vermekten mutluluk duyduğunu dile getiren Aydın, plaket alanların bundan büyük onur duyduklarını gözlemlediğini söylüyor. Bu sebeple plaket vermeyi önemsiyor. Kendisi için en anlamlı plaket, Açe valisinden aldığı tuğla olmuş. Tsunami sonrası burada yeniden yapılmasına vesile olduğu caminin tuğlalarından bir tanesiymiş bu. Makamında camekanın içine koymuş. Aydın, bir belediye başkanı için en anlamlı plaketin ise mazbatası olduğunu düşünüyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Peki, plaketçiler ne diyor bu konuda? İstanbul’un en büyük plaketçilerinden Aren Reklamcılık’ın yetkilisi İsmail Kasap, plaketlerin resmi hediyeler olduğunu söylüyor. Zira bir belediye başkanına veya sanatçıya plaketten başka ne verilebilir ki? Bir panel ya da toplantıdan sonra fincan takımı veremezsiniz. En fazla çini bir plaket verilebilir. Ama o da konsept olarak aynı. Plaketleri en çok şirketlerin özellikle satış ve pazarlama üzerine çalışan firmaların başarılı personeline verdiğini vurgulayan Kasap, “Belediye başkanı ya da sanatçılar için bir önemi olmayabilir ama o insanlar için çok onur verici bir şey plaket almak.” diyor.

‘Plaketsiz çıkmam abi’ sözünü ise ünlü müzisyen Hasan Cihat Örter için kullanabiliriz. Zira kendisine gittiği her yerde plaket veriliyor. 3 bin plaketi olan sanatçı, bunları Üsküdar Belediyesi’nin yapacağı müzede sergileyeceğini söylüyor. Örter, hak ederek aldığı için plaketlerini sergilemekten büyük bir onur duyduğunu belirtiyor. Siyasetçilerin plaket almaktan memnun olmamalarını ise “Onlara yağ yapmak için veriyorlar. Bana ülkemi temsil ettiğim, Türk müziğine yenilikler kattığım için veriyorlar.” diye yorumluyor. 51 yaşındaki Örter, ölene kadar alacağı plaketlerin sayısının 10 bini bulacağını düşünüyor.

Bu yazı 2009, dosya haber, HABERLERİM, popüler kültür kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.